• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
Duyurular

Sevgili Karakoç Ailesi ve Karakoç Vakfının Çok değerli üyeleri, 2024 Yönetim Kurulunun aldığı karar ile Artık Vakfımızda her Cuma Akşamı Sohbet Toplantıları yapılacaktır. Zamanı Müsait olan tüm aile üyelerimizi Vakfımıza bekliyoruz.


Hava Durumu
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 32,4527   32,5111
EURO 34,8255   34,8882
       
Özlü Sözler
Bilgelik, herhangi bir zenginlikten daha önemlidir. Sofokles
Soy Ağacımız


KARASÜLEYMAN OĞULLARININ TARİHİ

 

Üçok Boyları

 

Gümüş Oklar’ın sahibidirler. 24  Oğuz boyundan 12'sini oluştururlar.. Sözcük, üç oka sahip olanlar manası taşır. Ok sözcüğü birçok kaynakta boy anlamında kullanılmıştır,  Üçoklara "İç Oğuzlar" da denir, sol kolu teşkil ederler.

 

Oğuzlar

 

Bozoklar

Gün Han

Kayı

Alkaevli

Bayat

Karaevli

 

Ay Han

Yazır

Döger

Dodurga

Yaparlı

 

Yıldız Han

Afşar

Beğdili

Karkın

Kazık

 

Üçoklar

Gök Han

Bayındır

Çavuldur

Çepni

Peçenekler

 

Dağ Han

Salur

Ulayundluğ

Eymür

Yüregir

 

Deniz Han

İğdir

Büğdüz

Yıva

Kınık

 

 

Çepni boyu, Oğuz Kağan Destanı'na göre Oğuzların 24 boyundan biri ve Kaşgarlı Mahmud'a göre yirmi iki Oğuz bölüğünden Divân-ı Lügati't-Türk'de; "Yirmibirincisi: " Çepni"lerdir. Boyun genel özelliği asi, atılgan, cesur, mert ve savaşçı olmalarıdır. Çepni kelimesi düşmanla savaşan, mert, yiğit, asi, cesur anlamında kullanılmıştır.

 

Günümüzde Rumeli ve Anadolu'da yaşayan Oğuz/Türkmen boylarından biridir. Karadeniz bölgesindekiler çoğunlukla Sünni olmakla birlikte, Alevi olan gruplara da rastlanır. Prof. Dr. Irene Melikoff, Hacı Bektaşi Veli hazretlerinin ve onun İlk müritlerinden olan Kadıncık Ana ve Abdal Musa'nın da Çepni Olduğunu yazar ( "Kırklar'ın Cem'inde" isimli eserinde bunu görebilirsiniz).

 

Ayrıca Prof. Dr. Faruk Sümer " Oğuzlar veTürkmenler" isimli eserinde Çepnilerin, Hacı Bektaşi Veli'nin müritlerinden olduklarını ve Anadolu'nun değişik yerlerinde yaşadıklarını,  Gaziantep,  Giresun, Gümüşhane, Ordu, Trabzon, Bayburt olmak üzere Karadeniz Bölgesi'nde yoğun olarak yaşayan Çepnilerin,  çoğunlukla Sünni olduğunu, ancak zamanında Bektaşi olan grupların da Sünnileştiğini yazar.

 

Anadolu'ya gelmeden önce Türkistan ve Horasan'da öbür boylarla birlikte yaşayan Çepniler, Selçuklular'a katılıp Anadolu'ya geldiler. Başta Karadeniz olmak üzere Anadolu'nun Türkleşmesinde önemli rol oynadılar. 1515 yılındaki tahrir defterlerine göre Şimdiki Giresun ve civarındaki iller Vilayeti Çepni isimli bir idari bölge olarak gösterilmiştir (Prof.Faruk Sümer'in  "Oğuzlar veTürkmenler" isimli eserinde bunu görebilirsiniz).

 

Vilayet-nameye göre Kırşehirin Suluca Kara-Hüyük köyüne gelen Hacı Bektaşi Veli'nin ilk müritleri Çepni'lerdir.. Bu husus aynı zamanda bu boyun mensuplarından mühim bir kısmının niçin Alevi olduğunu izah edebilir. Çepni'lerin mühim bir kısmı 1240'daki Baba İshak Türkmenlerinin isyanına katılmıştır 


Tarihte Çepni Boyu

 

Oğuz, Türkmen Çepni boyu, Üçoklar sol kolundan Oğuz Kağan'ın oğlu Gök Han'ın soyundan geldikleri kabul edilir. Çepniler, Doğu Karadeniz'in Türkleşmesinde önemli bir rol oynamışlardır. Çepniler; 1071'de Anadolu'nun, 1277 yılından itibaren de Sinop'tan Trabzon'a kadar olan Karadeniz Bölgesi'nin fethedilmesinde başta Güvenç Abdal hazretleri olmak üzere çok aktif görevler üstlendiler. 1277 yılında Sinop'a saldıran Rum Pontus İmparatorluğu'nun ordusunu bozguna uğrattılar. Güvenç Abdal hazretlerinin makamı Gümüşhane,Kürtün, Güvendi yaylasında bulunur. 1404 yılında Timur a giden İspanyol elçisi Clavijo Ordu ve Giresun'un 10.000 kişilik bir Çepni kuvvetine Sahip Hacı Emir beyin oğlu Hacı Süleyman beyin elinde olduğunu yazar.

 

Çepni boyunun özelliği "nerde yağu görse orda savaşır" olarak anlatılmaktadır. Onların haksızlıklara karşı gelen ve savaşçı karakterleri, önemlerini günümüze yansıtacak kalıcı sanatsal ürünler meydana getirmelerini engellemiştir. Çepnilere ait kabileler, değişik tarihlerde farklı cephelerde savaşmışlar ve ordu ile gittikleri bölgelere yerleşmişler. Savaşlarda nüfusları azalmıştır.

 

Türkmen Saf evi İmparatoru Şah İsmail'in şahsi muhafızlarının Çepnilerden olduğu gibi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün de özel muhafızlarının Giresunlu Topal Osman ve diğer Çepnilerden olması ilginç bir rastlantı olup, bu durum bu boyun daima cesur, mert ve güvenilir olduğunun en çarpıcı örneğidir.

 

Rumeli ve Balkanlar'da Çepniler

 

Osmanlı devleti kurulmadan önce Sarı Sal tuk ve İzzeddin Keykavusla birlikte Deli orman ve Dobruca bölgelerine geçen Türkmenler Çepni boyundandır. Deli orman ve Dobrucadaki bu Çepniler hem yerel Kıpçak ve Peçenek halklarıyla hem de daha sonra gelen diğer Türkmen boylarıyla karışmışlar ve Çepnililik bilincini yitirmişlerdir. Ancak Çepni inancı olan Bektaşiliği devam ettirmektedirler. Bir çoğu da Batı Anadolu'ya geri göçerek bugünkü Batı Anadolu Çepnilerini oluşturmuştur. Dobruca'da bulunan Türkler kendilerinin Türkmen olduklarını ve inanç önderlerinin Sarı Saltuk olduğunu söyleyerek bu gün bile Camilerde ve Tekkelerde onun adına dualar ederler.

 

Romanya ve Moldova'daki İzzeddin Keykavus taraftarı bir grup Çepni ise Hristiyanlığa geçmiştir. Keykavustan dolayı bu Çepnilere Gagavuz dendiği ileri sürülür. İlginç olanı Gagavuz Türklerinin Trabzon ağzıyla konuştuğu tespit edilmiştir. Örneğin geçen sene yerine Ordu-Giresun-Trabzon ağzında kullanılan  "Bıldır"  kelimesi kullanılır. Daha bunun gibi birçok örnek kelime bulunmaktadır.

 

Kurtuluş Savaşı

 

Rum ve Ermeni Çetecilere karşı savaşıp doğu Karadeniz'de asayişi sağlamışlardır. Atatürk 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktığında Giresun Çepnilerinden olan Topal Osman Ağa ve arkadaşlarını milli mücadeleye davet etmiş ve Kazım Karabekir'in de tavsiyesiyle de kendisine Giresun,Trabzon Çepnilerinden oluşan bir muhafız kıtası seçmiştir. Topal Osman ve Giresun Çepnileri bu şerefli görevi başarıyla yerine getirmiş ve Cumhuriyetin ilanına kadar Atatürk'ün en yakın silahlı unsurları olmuşlardır.

 

Sivas kongresinden sonra Atatürk'e karşı Padişah yanlısı muhalefet artınca Kazım Karabekir Topal Osman ve arkadaşlarından oluşan Muhafız kıtasının sayısının artırılmasını ve Atatürk'e karşı olan muhalefetin kuvvetle bastırılmasını emretmiştir. Şöhreti belli Çepni muhafızları gören muhalefet sinmek zorunda kalmıştır. Giresun,Trabzon Çepnilerden oluşan Mustafa Kemal Atatürk'ün muhafız kıtası bugünkü TBMM deki muhafız bölüğünün ve Cumhurbaşkanlığı muhafız alayının temelini oluşturur. Kurtuluş savaşı esnasında TBMM deki localarında oturan Giresunlu Muhafızların yerinde bugün askeri erkan oturur.

 

Günümüz

 

Giresun ili ve yöresi  tarihte Vilayet-i Çepni olarak anılmaktadır. Trabzon, Kürtün, Ordu, Mesudiye, Gürgentepe, Koyulhisar, Suşehri, Akıncılar, Canik, Beşikdüzü,  Çorum ili  Kargı ilçesi Göletçetmi, Kargı köyü, Şalpazarı'nda yoğun olarak Çepni boyları yaşamaktadır. Bugün bile Rize ve Trabzon'da Cebi, Çep soyadı ile anılan kalabalık sülaleler vardır ve bunlar Çepni Oğuzlarından olduğu ileri sürülmektedir. Öte yandan; Dereli, Espiye, başta olmak üzere birçok yüksek köyde Çepniler yaşamaya ve geleneklerini sürdürmeye devam etmektedir. Batı Karadeniz'de  Kastamonu'nun  Tosya ve çatalzeytin ilçesinde "Çepni" adında bu boydan gelen insanların yaşadığı köyler bulunmaktadır. Yine Şanlı Urfa'da Yaslıca beldesinde tamamen Çepni Türkmenlerinden oluşan topluluk  vardır.Karadeniz Çepnileri makamı, Gümüşhane Kürtün,Güvendi yaylasında bulunan Güvenç Abdal Ocağına bağlıdırlar.

 

Kozören Köyüne Çepnilerin Gelişi


Kozören Köyü Anadolu da gayri Müslimlerin yaşadığı dönemlerde Ermenilerin yaşadıkları yerleşim bölgesiydi. Daha sonra Türkler Anadolu ya yerleşirken Osman oğulları olarak bilinen ve Gölköy'e yerleşen Osman oğullarının Yerleşkesi olmuştur. Osman oğulları burada bulunan Ermenilerin büyük bir kısmını Yerlerinden ederek topraklarına el koymuştur.

 

Hacı Bektaşi Velinin hizmetinde bulunan Güvenç Abdal Ocağı olarak bilinen ocağa bağlı aleviler, Gümüşhane'nin Kürtün yaylasında  yerleşik olarak yaşamaktaydılar. Kürtün çevresinde Çödelli Köyü, Keleş Köyü, Davutlar Köyü, Camkastı Köyü ve buna benzer Bektaşi köyleri yerleşik alanları bulunmaktaydı. Bu Bölgenin Bektaşi bölgesi olduğunu bilen dönemin padişahı Yavuz Sultan Selim  baskısıyla Gümüşhanenin Kürtün yaylasın dan Tokat ın Niksar bölgesine göç etmişlerdir. Bu gün Kara Süleyman Oğulları Olarak bilinen aile KARAKOÇ ailesidir. Ahmet Davutoğulları (Deli Ahmet) olarak bilinen aile DALKIÇ soyadını taşımaktadır. Bunun yanında Keleşoğulları MERT, Cangasoğulları ERTAŞ soyadını almıştır.

 

Zamanla Kara Süleyman oğulları ve Keleş Oğulları Gölköy ün Kozören köyünü Osman Oğullarından satın alma yöntemi ile köyün büyük bir kısmını almışlar. Bu Satın almadan sonra Niksar bölgesinde bulunan ve Kürtün bölgesinden beraber geldikleri diğer aileler de aynı şekilde satın alma  yöntemi ile Kozörene Yerleşmişlerdir.

 

Başkan'ın Mesajı
Aidat Borcu Sorgulama
Son Ziyaretçi Yorumları
Eray Karakoç
Abi selam, http://www.ua.gov.tr/ Uluslararası ajansla anlaşma yapıp, her sene yazın bir kaç kişiyi yurtdışına gönderebiliriz. Şişli belediyesi bu anlaşmayı yapmıştı sanırım.

Salih KARAKOÇ
Öncelikle İlginiz alakanız ve duyarlılığınız için hem kendi adıma, hem de Yönetim Kurulu ve KARAKOÇ ailesi adına size teşekkür ederim. Köylerimizden maddi imkansızlıklar yüzünden ayrılan Büyüklerimizin, Metropol şehirlerde, aynı köyden, aynı aileden insanların, akrabaların, birbirinden uzaklaşması, İletişim kurmaması, biz duyarlı insanları rahatsız etmiş ve 2009 yılında 90 kişinin birleşmesiyle kendi vakıf mülkümüzü aldık. İnanın Sizin bu ziyaretçi defterimize yazdığınız bu düşünceniz bize çok katkı sağladı. Vakfımızın tüzüğünü okursanız sevinirim. Eğer isterseniz misafir üye olarak kayıt edebilirim. Fakat bu güzel düşüncenizi üyelikle değil gönül bağlarıyla birleştirmek isteriz. Eğer İstanbul'a gelmeyi düşünürseniz sizleri misafir etmek isteriz. Doktora alanınız nedir bilmiyorum ama uzman olduğunuz konu ile alakalı vakfımızda, gençlerimize seminer verebilirsiniz. Sizi bu güzel duyarlı davranışınızdan ötürü artık bir KARAKOÇ ailesi ferdi olarak gördüğümüzü bilmenizi isterim. Saygılarımla

Merve Öz
Selamlar, vakfınızın instagram sayfası kişisel instagram sayfamı takip etti. Vakfınızdan bu yollar haberdar oldum. Websitenizi inceledim. Çabalarınızın ve girişimlerinizin başarıyla sonuçlanmasını temenni ederim. Ben de katkı koymak isterim. Doktora öğrencisiyim, bir işte çalışmıyorum. Nakdi bir katkı koyamam, galiba aidat ödemeden üye olamıyorum. Eskişehir'de yaşıyorum adresiniz İstanbul'da, uzaktan katkı koyabileceğim bir şey var mıdır bilmiyorum ama katkı koymak isterdim...


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.
Karakoç Kültür Eğitim ve Dayanışma Vakfı © Copyright 2019  V4.0 Tüm Hakları Saklıdır. Tasarım: Hazır Vakıf Sitesi
Top